Ya Alitalia sendikaları bin işten çıkarmayı kabul eder ya da işten çıkarmalar 15 bin olur çünkü sendika anlaşması olmadan Alitalia-Etihad anlaşması da çöker ve havayolu iflas ederek herkesi eve gönderir. Bir kez daha, Başbakan Matteo Renzi onlara söylemiyor ve sendikalara gerçeğin ham dilini konuşuyor.
Alitalia davasında artık arabuluculuk marjı kalmamıştır: ya sendikalar kendi bölümlerinin ötesine geçerler (hayır diyen Uil, yarı evet diyen CGIL ve Cisl, pilotlar yine başka pozisyonlardadır) ve hipotezi oybirliğiyle onaylarlar. Alitalia ile Etihad arasında bir anlaşma ve yeniden başlatma veya Araplar şirkete yatırım yapmayacak ve Alitalia'nın kaderi belirlenecek.
Dün şirketin hissedarlar kurulunun 250 milyonluk sermaye artırımını onaylaması ve 2013'ün devasa 569 milyonluk zararını onaylaması, ancak temelde herkesin sendikalara evet vermesine bağlı olan Etihad ile anlaşmanın onaylanmasına devam edememesi tesadüf değil.
Bu nedenle Alitalia'nın kaderi ve geleceği bir kez daha işçi örgütlerinin ellerinde: 15 yıl içinde Air France ve KLM ile yapılan anlaşmayı iki kez reddederek binlerce işin yakılmasına ve birçok uçuşun iptal edilmesine katkıda bulundular ve şirketi iflasın eşiğine getiren “cesur kaptanların” sürdürülemez serüveninin önünü açıyor. Şimdi ateşle bir sınavla karşı karşıyalar: Etihad'ı kabul edecekler mi yoksa her şeyi yeniden mi havaya uçuracaklar?
Önümüzdeki birkaç saat içinde öğreneceğiz.