Japonya'da sigara içenler ve içmeyenler arasındaki mücadele – diyelim ki husumet – daha da kızışıyor. Çoğunluğun sigara içmeyen fakir bir apartmanda Bay Hojo, ayrılmayı düşündüğü noktaya kadar dışlandı. Balkonda sigara içmeye gider gitmez, üst kattaki kiracı onu arar ve kuruması için asılı duran çamaşırlarının tütün kokusunu (aslında daha az nötr bir terim kullanır) içine çektiğini söyler. Diğer zamanlarda komşular, vantilatörün dairesinden çıkan dumanı merdivenlerden yukarıya yaydığından şikayet ederler…
Başka bir durumda, (sigara içen) misafirleri akşam yemeğine davet eden eş, kapıya geldiklerinde üzerlerine deodorant sıkar. Sigara içme görgü kuralları üzerine yapılan bir ankette, sigara içmeyen bir örneklem grubuna, birisi bir iş toplantısında sigara içmeye başlasa nasıl davranacakları soruldu. Cevapların neredeyse yarısı şöyle dedi: Kalkıyorum ve tek kelime etmeden çıkıyorum. "Çıkma" karşılaşmalarından bahsetmiyorum bile, en ufak bir duman zerresinde, diğer yarı talihsiz erkeği veya kadını hemen "kovar".
